Depremde göçük altında kalarak ölen kızının elini tutttuğu fotoğrafla yürekleri yakan Mesut Hançer tv100 canlı yayınında Ece Üner’e yaşadıklarını anlattı.
Ece Üner, Kahramanmaraş depreminin simge karelerinden biri olan fotoğrafın sahibi ile görüştü.
Depremzede Mesut Hançer ile canlı yayında konuşan Ece Üner, yaşadıklarını Irmak Leyla’nın hikayesini babasından dinledi.
Baba Hançer şunları söyledi;
“Evladım 3 gün önce babanesine gezmeye gitmişti. Yeğenlerim gelmişti, hepsi annemde toplandı. Gülerek oynayarak oturup kalktılar. 3. günü gece yarısı yedisi birden beni tek başıma burada bırakıp gittiler. Altısının gidişi çok farklı oldu ama yedincisinin gidişi.. Çok kötü gitti.
Evladım benim herşeyimi aldı gitti. Ellerim ile evladımı toprağa vermek çok kötüymüş. Kendi ellerimle mezarını açıp koymak çok başka bir acı, tarif edilemeyecek kadar zor birşey.”
O fotoğrafın hikayesini anlattı
Ece Üner: Babaannenin elinde eski bir fotoğraf var. Aynı yerde çekilmiş. Ekipler ulaşamadı, kendiniz çıkarmak zorunda kaldınız değil mi?
Baba Hançer: “AFAD, polis ve kepçeci ile görüştüm, buraya giremeyiz dediler. Kepçenin girme imkanı hiç yoktu. AFAD geldi baktı, kepçe vurduğumuz an bina komple dağılır dediler. Senin de işin zorlaşır benim de işim zorlaşır.
Geldi baktı evladımın yanına, senin için ekip vereceğim, kendi ellerimiz ile bilek gücüyle kurtarmaya çalışacağız dedi. Arkadaş ekibini verdi, kazma ile kürek ile kırarak akşama kadar uğraştılar. Allah razı olsun onlardan evladımı çıkardık.
Ece Üner: Elini tutttuğunuz fotoğraf ne zaman çekildi?
“Bel kısmına düşmüş. Aşağısı hattın öbür tarafındaydı. Onu kazma ile kürek ile zor çıkardık. Kepçe vasıtasıyla çıkardık. Kepçe ya kafasını ya belini koparırdı. Ama el kısmı, bir eli içeride bir eli dışarıdaydı. O eli hiç bırakmak istemedim.
Elini tuttum, belki eli çıkar diye çektim çabaladım ama… Bir melek gibi yatağında uyuyordu kızım, acı çekmeden gitti. Avuntumuz bu…”