
Hangimiz hiç sorunsuz, hiç ağrısız ya da deyim yerindeyse “Dört dötlük ” yaşıyoruz acaba?..
Bazılarımız ne kadar çabalarsak çabalayalım, gayret gösterelim; ne yaparsak yapalım bir türlü şu “Bolluk Bereket ” denen kâseden payımızı alamıyoruz…
* Bazılarımızda bitmek bilmeyen bir ağrılar ve acılar yumağında dönüp duruyoruz..
* Ya da ilişkilerimiz? Neden yolunda değil? Beden bana neden hep travma yaratan kişileri durup durup yine kendi alanıma çekiyor, sil baştan yapıyorum?
* Bazı ailelerde ise sürekli ardarda erkek ya da kadın ölümleri sebepsizce tekrarlanan tüm nesillerdeki ölümler?
* Kariyerinin tam tepesindeyken, birden hangi olay hangi düşünce seni tepetaklak aşagı indiriyor?
* Senelerdir satılamayan şu uğursuz evin içindeki gizemin sebebi ne ola ki ?
* Sen, ondan daha güzel daha başarılı daha zeki daha seksi iken neden eşin diğer kadını tercih etti?
* O yere gittiğinde neden kalbin hızlı hızlı atıyor, boğazın kuruyor, yüreğin sıkışıyor?
* Bulunduğun yere bir türlü kendini ait hissetmiyor musun? Ya ailene? Sen o aileye mi aitsin, neden mutsuzsun?
Evet.Tüm bu sorular ya da bu sorulardan en az biri şu anda kafanda dönüp duruyordur.
En sıkışık anlarda , aslında çok uzaklardan gelen bir ses şimdi hayatının içine girmis ve “Beni duy! Beni gör!” diye sesleniyordur.
Birşeyler senin yüreğini dürtüyor olabilir mi? Ya da daha ne olması gerekiyor ?
Evren önce nazikçe “tık tık” diye uyarır bizi. Ama sen hala görmüyor, duymuyorsan; bir kaza, bir hastalık, bir ayrılık, sert bir uyarıyla karşılaşırız.
Peki ne yapıyoruz ? Kalkıp harekete geçip adım atıyor muyuz ?
Geçmiş sana birşeyler söylüyor olabilir mi?..
Evet. Tam da bu.
Geçmiş yaşamlarınızda çözemediklerimizi , karma olarak ,sıkıntılar , başarısızlıklar, hastalıklar, iflaslar, beklenmedik ölümler şeklinde şimdiki hayatımıza getiririz. Ruhumuzun bedenlenne amacı budur.Öğrenerek yaşayarak tekamül etmek..
Bugün günümüzde , ben dahil , birçok kişisel gelişimci arkadaşlarım bu sorulara yönelik çesitli çalışmalar yapıyoruz.Çok geniş bir yelpazedir bu.Herkese ayni çalışma hitap etmeyebilir. Ruhunun benimsediği , enerjinin tuttuğu çalışma senin için biçilmiş kaftandır.
Fiziksel hastaliklarımızda doktora gider, emar, ultrason ,kan ve idrar kontrollerimizi yaptırırız.Yaptırmalıyız da.
Fakat ya ruhumuzu?..O’nu tamir etmek, anlamak, onarmak için nereye gideceğiz?..
Herşeyi çözmek için bir yol var.
Her öğreti, her çalışma kendi açısından çok değerlidir.Her birinde bir eksik yönünüzü görür , şifalandırırsınız.
Sonuç olarak hepimiz bütüne hizmet ediyoruz.Ve tek bir şey var hepsinde geçerli olan.Tek bir kural.
O da “SEVGİ ” dir..
Sevgi bilincinde kadın/erkek , eril/ dişi yok..
“BİZ ” var.
Kendini dürüstce eleştiren , çok hızlı bir şekilde yeni bilince , Sevgi Bilinci’ne giriyor ki, önümüzdeki günler, yıllar bu yorgun gezegenimizin de bir değişim dönüşüm yolunda olduğunu ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını gösteriyor.
Gelecek yazılarımda sizlere yaptığım çalışmalardan kısa kısa bahsetmek istiyorum.Belki bu konuda arayışta olanlara yol gösterebilir.
Ne demiştik ?..
Bir yolu mutlaka var.Yeter ki ara.
Sevgi ve Işıkla.
SERPİL PERİNÇEK/MEDYABEY
(Yaşam Koçu/Spritüel Danışman)
@serpilperincekofficial